24 Eylül 2011 Cumartesi

Perde açıldı sahnede Türkiye..


Türkiye ile İsrail devleti Ortadoğu’nun sözü geçen iki devleti.. Biri bölgesinde ekonomik anlamda lider, diğeri ise teknolojik anlamda. Bu iki devlet iyi birer müttefiktiler. Türk- İsrail ilişkilerinin bozulmasının nedenleri, zincirleme giden ve Afrika’daki ülkelerde yaşanan sözde halk devrimleri yaşanan ve yaşanacak olan büyük oyunun haber veren etmenlerdi. Bu yazımda “Arap baharı” diye nitelendirilen olayları ve İsrail ile nasıl bu konuma geldiğimizi anlatacağım.

***
Büyük oyunun başlangıcı
Türk- İsrail ilişkilerini sekteye uğratan ilk olay 2009 yılının Ocak ayında İsviçre’nin Davos kasabasında gerçekleşen Dünya Ekonomik Forumunda meydana gelmişti. Başbakan Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanına “One Minute” demesiyle ortam gerilmişti. Davos zirvesinde gerçekleşen bu olay dünya ve bilhassa Türkiye gündemine oturmuştu. One Minute olayından sonra Türk-İsrail ilişkileri gerilemeye başlamıştır. İsrail’in Türkiye’ye karşı tutumu bu olaydan sonra sertleşmiştir. Öyle ki 30 Mayıs 2010 günü yola çıkan ve yardım malzemesi taşıyan “Mavi Marmara” 31 Mayıs günün İsrailli özel komandolar tarafından basılacak 9 Türk’ün ve birçok insanın öldüğü bir katliama dönüşecekti. Mavi Marmara olayı İsrail için adeta One Minute olayının rövanşı olacaktır. İki ülke arasında bu olaylar olurken Afrika’nın kuzeyinde hareketlenmeler başlamıştır bile..

***

Obama ve Afrika
Afrika ülkeleri her zaman diğer ülkelerin sömürgesi olmuş. İç savaşların, açlığın, sefaletin olmadığın bir gün geçiremeyen Afrika ülkeleri, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) başkanlık seçimini siyahi lider olan Barrack Obama’nın kazanmasıyla, Amerika’nın birincil hedefleri arasına girmiştir. Bölgede zaten hiçbir zaman barış hâkim olmadı. Obama’nın gelmesiyle Afrika üzerinde Amerika daha aktif olamaya başladı. Beyaz-Zenci ayrımını artık olmadığını tüm Dünya’ya siyahi bir lider seçerek gösteren Amerika asıl amacından sağmadığını bize Libyalı muhaliflere Nato onayı olmadan verdiği yardımlarla gösterdi. Amerika’nın Avrupa’daki en büyük destekçisi olan Fransa’yı da unutmamak gerekir. Öyle ki Libya’da yönetimi yeni kuran Muhaliflerin ilk resmi Paris ziyaretin Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy “Petrol ve doğal gazın 3/1 bizim” diyebilmiştir.

Davos zirvesi ile gerilmeye başlayan Türk İsrail ilişkileri Mavi Marmara olayı ile devam etmiştir. Mavi Marmara baskınından sonra uluslar arası kararlara uymayan ve özür dilemeyen İsrail, Türkiye ile arasının düzelmesini istemesine rağmen özür dilemedi. İsrail’in bu tutumunun ardından yatan neden aslında çok açık. Birinci neden ideolojilerine bağlı bir millet olmaları, diğer neden ise İsrail meclisinin 6 partiden oluşması.. 6 parti’nin 5’inin koalisyonda olduğunu düşünürsek ülkenin özür dileme konusunda kararsız olmasını açıklayan bir durum. Geçtiğimiz günlerde 6 partinin 5’inin koalisyonda olmasına anlatan bir olay yaşandı. İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak, Başbakan Bünyemin Netanyahu ve Dışişleri Bakanı Lieberman'ı Türkiye konusunda yaptıklarından dolayı fırçaladı. Bir bakan kendi başbakanını azarlıyor! İsrail’in içinde bulunduğu meclisin durumunu özetliyor.

***
Son söz; İsrail bölgenin küçük ama gelişmiş bakımından en ileri seviyede ülkelerinden biri, Türkiye’nin Mavi Marmara konusunda özür için geri atmadan bir orta yolu bulması lazım. İçimizdeki sorunları halletmeden (PKK) bölgenin sorunları ile uğraşmak bize zafiyet verir.

S&S (Her Zaman Önde)
SAMET SERBEST