18 Nisan 2022 Pazartesi

Faiz, Nas ve AKP'nin çöküşü

2018 Yılındaki yeni sistem referandumu sonrasında yaşanan gelişmeler 2021 Yılındaki pandemiyle birleşinde AK Parti için bir çöküş sürecinin başlangıcı oldu. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ekonomi alanında iktisat bilimiyle çelişen "Faiz Sebep, enflasyon sonuçtur" tezinin uygulamaya konmasıyla birlikte Türkiye bir enflasyon sarmalının içine girdi. 23 Eylül 2021'de başlayan faiz indirimleriyle birlikte politika faizi %19'dan %14'e düşürüldü. Hükümetin ve özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın savunduğu ve dayanağı olmayan bir teze göre enflasyon düşecek. Kur belli bir seviyede kalacaktı. Bilindiği üzere iktidar kanadının beklediği gibi gerçekleşmedi; kur 8,40 TL civarından 17 TL uzanan acı bir yola doğru çıktı. Buna engel olunmadı aksine kur çıkışına fırsat verecek açıklamalarda bulunuldu. 


Kur şokuyla birlikte ülkenin dış borcu üzerindeki baskıyla birlikte tutarda artıyordu. Dolar kurundaki 1 kuruşluk artış Kamu ve Özel borcu hesaplandığında 4.4 Milyar Türk lirası devlete yük getiriyor. Alınan faiz indirimi kararıyla birlikte 110 Milyar Türk Lirası (11.6 Milyar Dolar) ek yük geldi. Bu hesaplamada enflasyon etkisi daha hissedilmemişti.  



Vazgeçilen Çin modeli
Bir ay içinde vazgeçilecek olan Çin modeli dillendirilmeye başlandı. Ucuz iş gücü, ihracat artacak; ithalat azalacak dolar girdisi olması öngörülüyordu. Yine beklenen gibi olmadı. İthalat oranları artmasıyla cari açık artmaya başladı. Uluslararası ticaret yapan şirketler stoklarına dövizle aldıkları malların tutarlar sabit durmuyor. Kurda günlük 1-1,5TL arası oynaklık yüzünden orta uzun vadeli planlama yapılamaz noktaya gelinmişti. 18 Aralık gecesi Dolar 17 Liradan 10 TL bandına düşerek halkta büyük bir fakirleşmeye yol açmıştı.

Dolarizasyonu engelleyemeyen, Türk Lirasına güven sağlayamayan hükümet, bir gecede dolara yatırım yapanların tasarruflarını elinden almıştı. 1977-80 arası DÇM (Dövize Çevrilebilir Mevduat) adıyla uygulanmış ve borç yükü bırakmış bir sistem olan Kur Korumalı Mevduatı tekrar gündeme getiren AK Parti hükümeti, kuyrukların oluşmasına engel olamayacak. Sorunu çözmeyi değil, ötelemeyi tercih ederek yüksek enflasyonun kapılarını bir kez daha aralamıştı. 


Nas diyerek faiz indirmeyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2017 Yılın tamamında 56,7 Milyar TL faiz öderken 2022 Yılının sadece Ocak ve Şubat Ayında ödenen miktar 57,9 Milyar TL oldu. 


Yıllara göre faiz ödemeleri (TL); 

  • 2017 - 56,7 Milyar 
  • 2018 - 74 Milyar 
  • 2019 - 99,9 Milyar 
  • 2020 - 134 Milyar 
  • 2021 - 180,9 Milyar 
  • 2022 - 57,9 (Ocak/Şubat)  

Asıl sorulması gereken sorunun Faizlerin indirilmesinin maliyetleri mi daha yüksek oldu? Yoksa faizlerin düşürülmesinin maliyetleri mi? 


Enflasyonun %30'lardan %140'lara çıkması (ENAG baz alınmıştır). Paranın değer kaybetmesi, ticaret yapan esnafın marketlerin cirolarının artmasına rağmen, satılan ürün/ mal miktarlarının azalmasının Türk Lirasındaki kaybı net bir şekilde göz önüne seriyor. 


Tabanda kopuş başladı
Ekonomideki kötü gidişin sesleri artık AKP'nin oy aldığı alt gelir gruplarını vurmaya başladı. Bir çok ankette direkt olarak sorulmasa bile ekonomi üzerinden sorular kim düzeltebilir? yada hükümet bu gidişatı düzeltebilir mi? gibi üstü kapalı sorularla hükümetin işin içinden çıkıp çıkamayacağı araştırılıyor. Çıkan sonuçlar ise vatandaşın %70'inden fazla bir kısmının mevcut hükumetin sorunları çözemeyeceğini belirtmesi oluyor.

İktidarın gözbebeği olan anket şirketleri artık, AKP ile çalışmayı bıraktı. Çünkü çıkan sonuçlar artık tatmin edici değil ve bunları görmek istemiyorlar. Adalet ve Kalkınma adıyla yola çıkan partinin 20 yıllık iktidar öyküsü; Türkiye'yi, iktidara geldiği 2002 yılından daha beter bir enflasyonla karşı karşıya bıraktı. Meydanlarda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sıkça dillendirdiği kuyruklara vatandaşları mecbur bıraktı. 


AKP, Nas ekonomisinden vazgeçmediği sürece Türkiye fakirleşmeye, faiz lobilerine daha fazla para aktarmaya devam edecektir.. 


-